Erkete
Erkete, Boston suç dünyasında hayatta kalmaya çalışan küçük çaplı bir suçlu olan Eddie Coyle'un hikâyesini anlatıyor. Eddie, yasa dışı silah ticareti yaparken yakalanmış ve hapisten kurtulmak için federal ajanlarla işbirliği yapmaya karar vermiştir. Ancak bu karar, hem kişisel sadakatini hem de suç dünyasındaki yerini tehlikeye atar doğal olarak. Eddie'nin hikâyesi, gangsterler, silah satıcıları, polisler ve ihanetler arasında karmakarışık bir labirent oluşturur.
Roman, herhangi bir geleneksel kahramanı olmaksızın, suç dünyasının sıradan ve çoğu zaman acımasız yüzlerini gösteriyor. Eddie'nin trajedisi, suç dünyasındaki kişiler arası ilişkilerin karmaşıklığını ve bu dünyanın ahlaki gri alanlarını ustalıkla sergiliyor.
Higgins, bu romanıyla, suç edebiyatındaki diyaloglara yenilikçi bir yaklaşım getiriyor. Hikâyenin büyük bir kısmı, karakterler arasındaki konuşmalardan oluşuyor. Bu diyaloglar, gerçekçi bir ton ve ritme sahip olup karakterlerin kişiliklerini, motivasyonlarını ve hikâyenin derinliklerini açığa çıkarıyor. Higgins'in dili, günlük konuşmanın inceliklerini ve suç dünyasındaki argoyu ustalıkla yansıtıyor. İçinde bulunulan durum ya da mekan tasvirlerini seven okurlardansanız Erkete hiç size göre değil. Ama bunu da okuyabilirim deyip başlarsanız gerçekten de etkileyici diyaloglara sahip olduğunu göreceksiniz.
Roman, suç dünyasındaki ilişkilerin temelini oluşturan sadakat ve ihanet kavramlarını derinlemesine inceliyor. Eddie'nin hayatta kalmak için yaptığı seçimler, hem dostlarının hem de düşmanlarının güvenini sarsıyor. Bu noktada Higgins başka bir alana kayarak, suç dünyasını romantikleştirmek yerine, bu dünyanın ahlaki belirsizliklerini ve gri tonlarını gözler önüne seriyor. Hiçbir karakter tamamen iyi ya da kötü değil yani; herkes kendi hayatta kalma mücadelesini veriyor. Romanın önemli bir yanı da suç dünyasının nasıl bir ekosistem oluşturduğunu ve bu ekosistemin, polisler ve federal ajanlar gibi yasal unsurlarla nasıl iç içe geçtiğini ortaya koyması. Her iki tarafın da çoğu zaman aynı derecede acımasız ve manipülatif bir şekilde tasvir edildiği romanda kendi ahlaki ikilemlerinizi bile bir kez daha gözden geçirme ihtiyacı hissediyorsunuz.
Kitabı polisiye janrı içerisine yerleştiriyoruz ama bu aslında yanlış bir yaklaşım. Zira daha önce bahsettiğim Agatha Christie ya da ne bileyim Glenn Meade gibi değil mesela Higgins'in tarzı. Farklı ve değişik olmasının yanında polisiyeden çok suç ve suçlu kavramları üzerine şekilleniyor.
George V. Higgins'in ilk romanı olan Erkete'nin, 1973 yılında Peter Yates tarafından yönetilen ve Robert Mitchum'un Eddie Coyle rolünü üstlendiği bir sinema uyarlaması da mevcut. Film, romanın karanlık atmosferini ve gerçekçiliğini başarıyla yansıttığı için hem kendi döneminde hem de şimdi rahatlıkla izlenebilen filmlerden. Diğer yandan, film uyarlaması her ne kadar başarılı olsa da, romanın derinliğini tam anlamıyla yansıtamadığını da belirtelim.
Sonuca gelirsek Erkete, suç edebiyatında yeni bir dönemin başlangıcını işaret eden önemli bir metin. Önemli metin deyince Dostoyevski ya da Victor Hugo tarzı bir metin beklemeyin elbette. Kendi kuşağı içinde öne çıkan bir roman. Gerçekçi diyalogları, karmaşık karakterleri ve ahlaki sorgulamalarıyla suç yazınının sınırlarını genişletirken Boston Noir diye bir türün de ortaya çıkmasına sebep oluyor. Roman, yalnızca suç dünyasının bir panoramasını sunmakla kalmıyor, aynı zamanda insan doğasının ve toplumsal ilişkilerin karmaşıklığını derinlemesine inceliyor. Erkete, hem edebi hem de tematik zenginliğiyle okunmayı hak eden bir roman.
Tabi kitabı hemen her yerde bulamazsınız. Yeni basımı yapılmayan kitaplardan biri. Bendeki edisyon 1972 tarihli Uycan Yayınları versiyonu. Okumak isteyenlere sahafların yolu göründü...
YORUMLAR